‘Bu sonsuz koşturmadan uzak, dingin bir mavide yaşamak nasıl olur hiç düşündün mü?’ diye sordu genç adam gökyüzüne bakarak.

‘Genco bu soruyu beni ziyarete geldiğin bir vakit kapkara asfalta bakarken sorsan anlarım da okyanusun kenarında suyla ve gökyüzüyle maviye boğulmuşken bırak da yeryüzünün tadını çıkaralım.’

‘Belki de ötedeki dinginliğe bir duraktan otobüsle gidiliyordur Arthur. Söylesene bir gün o otobüs gelir diye mi yerleştin yoksa o durağa?’ diye sordu gülümseyen yüzünü Arthur’un görmeyeceği şekilde hafifçe sola çevirerek Genco.

Genco Arthur’a ne zaman bir şaka yapsa yüzünü hafifçe ondan farklı bir yöne çevirip tebessüm ederdi. Arthur’un, bir insanın ağzından çıkan sözlere nasıl cevap vereceği asla belli olmazdı. Bir keresinde Genco’nun sözlerine sinirlenip; insanın oluşumuna izin veren evrim sürecine, tarihteki gelmiş geçmiş tüm filozoflara, bilim insanlarına ve teologlara küfürler yağdırıp demediğini bırakmamıştı. Başka bir seferde ise Genco’nun çekinerek söylediği bir düşünceye Arthur dakikalarca kahkaha atıp ‘Tamam hadi şimdi buradan siktir git’ deyip Genco’yu başından kovmuştu.

‘Hah hah hah… Önce şunu söyleyeyim dinginliğin rengi nedir bilemem. Umurumda da değil genç adam. Otobüs durağına da bir sebepten yerleşmedim. Ya da yerleştim ne olacak yani ne değişecek ki. Yaşıyorum işte 3 kolonlu taştan evimde. Yakında boyayacağım evimi, hem bak sen o zaman gör beğenmediğin evi. Madem öyle durağın iç yüzünü de maviye boyayacağım. Ben de arada bir dünyaya sırtımı döner dingin dediğin maviye bakarım. He dinginlikten sıkıldım mı hemen kıçımı maviye yaslar kapkara asfaltın üstündeki canlılığa bakarım. Ama bu ikisini de kendi evimde aynı anda yaparım. Öyle senin gibi dinginliğe varmak için binlerce kilometrelik yolculuğa ihtiyaç duymam ben’ dedi ve sustu Arthur. İkisi de sessiz bir şekilde denizi, gökyüzünü ve denizle gökyüzü arasında uçuşan kuşları seyrettikten sonra Arthur başını Genco’ya doğru çevirerek ‘Aman neyse bakma sen bana. Öyle bir otobüs olsa numarasını 01X yapardım ben. Önüne de büyük harflerle ÖTEDEKİ DİNGİNLİĞE GİDER yazardım. He bir de altına küçük harflerle Ekspres Servistir Başka Durak Yoktur diye yazardım ki aptal insanlar aa şuradan da geçiyor mu diye sormasın.’

‘Senin bu otobüsüne ancak ölüme sayılı günü kaldığını bilen yaşlılar binerdi Arthur. Bir de …’ derken araya girdi Arthur.

‘Tamam işte amaç da o zaten. Ne kadar kalabalık o kadar baş ağrısı. Dinginliğe öyle tıklım tıklım gidilir mi hiç! Bu arada şanslı adamsın, durakta yaşayan bir dostun var senin artık. Hiç merak etme o otobüsü görürsem ne yapacağımı biliyorum ben. Otobüsü görür görmez atlayacağım önüne. Hangi gün hangi saatlerde geçiyorsunuz dostum diye soracağım şoföre. Eğer derse ki yılda bir şu saatte geçeriz, seninle o gün kahvelerimizi alır, benim evin önünde bekleriz. Zaten durağa yarım metre benim ev biliyorsun. He şoför derse ki beyefendi bilmiyoruz tamamen rastlantısal. O zaman atlayacağım hemen otobüse. Adama diyeceğim ki, bak dostum binlerce kilometre yolculuk yapıp bu otobüs için bekleyen bir genç adam var onu da almalıyız. O da diyecek ki oo tabi binlerce kilometre yolculuk yaptıysa almalıyız onu da. Ben de diyeceğim ki ulan kıyak adamsın tüm otobüse kahveler benden. Tüm otobüs dediysem de göz ucuyla otobüste sadece üç beş tane insanın olduğunu gördüğüm için. 50 kişilik otobüse kahveler benden diyecek kadar aptal değiliz herhalde genç adam. Bu arada otobüsü hani şu kütüphanenin yanındaki kahveci var ya oraya çekeceğiz. Çünkü bir tek onların yulaf sütlü kahvesi lezzetli. Kahvemi alırken bir bakacağım ki sen. Sen de hemen kahveni alıp katılacaksın aramıza. He bu arada senin şu çiftçi adamın kızını da alırız istersen yanımıza. Güzel şeyler olmadan dinginlik olur mu hiç Genco. Hahhahhah. Ama bana sakın şu güneş diyarı mıdır nedir oradan gelen çocuğu da yanımıza alalım deme. Yolculuğu zehir eder herif hepimize. Neyse çiftçi adamın kızını da aldıktan sonra hep beraber ötedeki dinginliğe doğru yolculuk edeceğiz.’

Arthur’un dediği gibi binlerce kilometre yolculuktan sonra gelmişti buralara Genco. Ve yollarının kesişmesi için önce biraz yol alması gerekecekti…

Arkadaşlarınla Paylaş...
Erdi Günay Vadideki Yolcular

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *